Parçalanmak

İçimde biriken düşünce yumaklarını bir şekilde bir yerlere çıkarmak istiyorum, çoğumuz isteriz zaten. Hepimizin aslında ihtiyacı da vardır buna.

Bazen telefonumdaki notlarım arasına yazıyorum, bazen defterlerimden birine, bazen müziğimin içine gömüyorum bir şekilde, bazen de buraya yazıyorum - bloguma.

Bu blogu da o yüzden açtım - yani herhalde öyle. İnsanın bir şeyi gerçekten istemesiyle istediğini sanması farklı şeyler sayılabilir ne de olsa.

Tamamen apayrı konuları blogumda da, müziğimde de, veya hayatımdaki herhangi bir yerde iç içe koymayı seviyorum. Ne kadar birbirlerinden ayrı dursalar da, birbirlerinden bağımsız değiller.

Hepsinin merkezinde ben varım çünkü. Benden olan her şeyin bir arada durmasını, hepsini birlikte sunmayı seviyorum. Kategorilere göre değerlendirilmesindense, ben olduğum için değerlendirilmesini isterim. Çünkü bir insanı özel kılan şeyin sahip olduğu her şeyin hep birlikteliğiyle var olduğuna inanıyorum.

İnsanlar olarak zaten hep gruplaşıyoruz. Her şeyi ayırıyoruz birbirinden. Dinler, ırklar, takımlar, ideolojiler…

Gökkuşağının binlerce parçaya ayrılıp her bir parçasının kendi ile aynı renktekilerle izole olması gibi, güzel olan bütünü bile isteye dağıtır gibi…

…nedense her şeyi birbirinden ayrıştırmaya, yok etmeye meyilliyiz.

Ben kendimi parçalara ayırmak istemiyorum. Ben bir bütün olmak istiyorum. Gökkuşağı olarak kalmak istiyorum. Kendime haslığımı taşıyabilmeyi, sahip olduğum özgünlüğüme sahip çıkmak ve özel olabilmek istiyorum. Tek gözüm - ve belki diğer birkaç duyum da - kapalı yaşamak istemiyorum.

Neticede hiç birimiz hayattaki her bir estetiği benimseyemeyiz. Elbet kendimizi ait hissettiğimiz noktalara sürükleniyoruz hayat boyunca.

Ben sadece kendimi tek bir noktaya hapsetmek istemiyorum. Eğer bir noktamdan baktığımda 6 gördüğüm şey, bir başka noktamdan baktığımda 9 - hatta belki de bambaşka bir noktamdan 42 - görünüyorsa eğer; bu kendimle çeliştiğimden değil, hayatın subjektif oluşundan kaynaklıdır.

Bir başkası benim 6’mı (veya 9’umu) 23 olarak görüyorsa, başkasının 23’üne kendi 6’mdan bakabilmek, gülümseyebilmek, anlamak için o empatiye çabalamak; hayatın altında yatan ve içimizde aradığımız o anlam bence budur. Hayatı - bizim için - özel kılacak olan şey de budur aslında. Yalnızlığımıza çare de budur…

Bu mudur? Herhalde…